14 Kasım 2008 Cuma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
| ||||
|
Ormanlar, yalnizca agaç ve ağaçcıkların bulundugu genis alanlar degildir. Bugünün anlayisiyla orman, çok sayida bitki ve hayvan topluluklarindan olusan bir yasam birligi, hatta büyük bir canli organizmadir. Türkiye yüzeyinin % 26’sini orman sayilan alanlar kaplamaktadir. Bu önemli zenginligin gelecek kusaklara aktarilabilmesi, Milli Park, Tabiati Koruma Alani, Tabiat Parki gibi koruma alanlarinin sayisinin artirilmasiyla mümkündür. Su anda korunan alanlar Türkiye ormanlarinin yalnizca % 2’sini olusturmaktadir.
Ormanlarin , insanlara yakacak saglamak, canli türlerine besin saglamak, dinlenme, ilaçlar için ham madde saglama gibi sayisiz yararlari vardir. FAO Dünya Tarim ve Gida Örgütü’ne göre, ormanda yasam agaçlar ölünce sona ermiyor. Dogal döngü, agaçlar öldükten sonra da devam ediyor.
Orman Ekosistemi
Orman ekosistemi, yasayan organizmalarin bitkilerin, hayvanlarin ve mikroorganizmalarin, topragin, iklimin, kayalarin arasindaki hassas dengeüzerine kuruludur.
Ormanlarin çesitliligi ve dagilimi
Ormanlar steplerden, dogal yasli ormanlara, yagmur ormanlarindan nemli tropik ormanlara kadar çok çesitlilik gösterir. Ormanlar yüksek daglarda, sulak alanlarda, tuzlu sularda görülebilir. Orman türü, iklim, toprak türü, su kaynagi, yagmur rejimi, tohumlarin kaynagi ve insan etkileriyle sekillenir ve baglantilidir. Insanlar, bu çesitlilikten çok farkli sekillerde faydalanabilir. Ancak orman yönetiminin etkin bir sekilde yapilmasi ve uygun politikalar yürütülmesi önemlidir.
Ormanlarin Faydalari
Ormanlar; agaçlarla birlikte diger bitkiler, hayvanlar, mikroorganizmalar gibi canli varliklarla toprak hava, su , isik ve sicaklik gibi fiziksel çevre faktörlerinin birlikte olusturduklari karsilikli iliskiler dokusunu simgeleyen ekosistemler olup, dünya yasami için vazgeçilmezdirler…
Orman ve Insan
Ormanlarimizi korumak icin kerkes katkida bulunabilir:
Plastik veya pet ambalajlı yiyecekler yerine cam ambalajlı yiyeceklerin seçilmesi önerisinde bulunan uzmanlar, herhangi bir ürünü alırken, geri dönüşümlü olmasına dikkat edilmesi gerektiğini bildiriyor.
Kullandıktan sonra atılan piller yerine yeniden doldurulabilen (şarjlı) pillerin kullanılması gerektiğini kaydeden uzmanların diğer tavsiyeleri ise şöyle:
“Sprey deodorantlar yerine Ozon dostu deodorantlar kullanmaya özen gösterilmeli. Fosfat içeren deterjanlar içme suyu kaynaklarına karışarak, suyu kullanılmaz hale getirmektedir. Fosfatlı deterjanlar yerine doğal temizleyiciler tercih edilmeli. Bulaşık makinelerinde kullanılan kimyasal parlatıcılar yerine doğal madde olan sirkeyi hiç denediniz mi?”
Uzmanlar, insanın günlük hayatında devamlı kullandığı, fakat farkında olmadığı bazı zararlı ürünleri de şöyle sıralıyor:
Kadmiyum: Bu madde yüksek tansiyona, kalp hastalıklarına, akciğer kanserlerine ve kansızlığa sebep oluyor. Sanayi kuruluşlarının atıkları, çay, kahve, sigara ve otomobil egzoz dumanlarında bulunuyor.
Kurşun: Bu maddenin meydana getirdiği olumsuzluklar, vücudun hassaslaşması, kuvvetten düşme, uykusuzluk, kabızlık, zihin bulanıklığı, böbrek hastalıkları ve felç. Bulunduğu ortamlar, egzoz gazları olmak üzere, çeşitli mutfak kapları, cilalı kap yüzeyleri, plastik ve benzeri eşyalar.
Civa: Bazı sanayi kuruluşlarının atık sularında bol miktarda bulunan civa metali, bu suların döküldükleri nehir, göl ve denizlerde bulunan canlılara, bu canlılardan da insanlara geçiyor.
Nitrat: Bu madde birçok ülkede et ve süt ürünlerinde koruyucu madde olarak kullanılıyor. Ayrıca, çeşitli bitkilere verilen nitrat gübreler, bitki-toprak-su üçlüsü yoluyla insanlara geçiyor. Nitrat, bir takım reaksiyonlar sonucu insanlarda kansere sebep oluyor.
Alüminyum: Türkiye’de çok sık kullanılan bu maddenin insan sağlığına olumsuz yönde etkisi öteden beri biliniyor. Alüminyum genellikle mutfak araç ve gereçlerinde bulunuyor. Erken bunamaya sebep oluyor. Korunmanın yolu, bu kaplara ekşili ve asitli yiyecekler konmamalı, şayet konulursa uzun süre bekletilmemelidir.
Radon: Evlerde bulunan, radonlu topraklardan yapılmış tuğlalar, su ve gaz borularıdır. Bu gaz, temellerden ve oda tabanlarından sızarak tehlike arz eder. Meydana getirdiği olumsuzluklar bilhassa kanser riskini arttırmasıdır. Bu gazdan korunmanın yolu, evlerin ve odaların sık sık havalandırılmasıdır.